Hayatımda çok az an olmuştur o anın özel olduğunu yaşarken bildiğim.
'O an çok mutluydum' demedim. 'Şu an çok mutluyum' dedim. Çünkü farkındaydım. O an yaşadığım şey sürekli yaşayabileceğim bir şey değildi. O duygunun ne olduğunu bilmiyorum ama içimde bir şeyler, birtakım duygular tavan yapmıştı.
O gün, 23 Mayıs 2014'tü. Sayat Nova Korosu'nun 42 yılını anlatan konserin günüydü. Yurtdışındaki o bohem hayatımdan döndüğümde bir anda bu meşhur gün için uğraşıp duranlar arasında buldum kendimi. O kadar yoğun geçti ki bu dönem, heyecanım sönmüş gibiydi. Bitse de gitsek diyordum.
Konser gecesi saat 2'de uyumuştum, 5 saate kalkmıştım. Gece boyu ruh halim kurgu masasında son dakika iş yapanların bileceği gibi kelimenin tam anlamıyla allak bullaktı. Sorun sırf zaman değildi. Konserde önemli bir yeri olan videoların sorumluluğunda olunca olabilecek her küçük hatayı üzerime alıyordum. Konser başladığında videoların bir türlü girememesinin suçunu kendimde sahnede aradığım gibi.
Konser iyi-kötü başladıktan sonra geçirdiğim o 2-3 saatte öyle duygular yaşadım ki şunu dedim kendime; yok dedim saat 2'de yatmalar günlerini vermek değil, daha da - daha da çok şey yapmalıydım bunar için. Bana bunu yaşatan şeye minnetimi daha çok şey yaparak göstermeliydim.
Seyircilerin verdiği her tepkide her saniyesini, her kelimesini bildiğim esprilere ben de gülebildim. Provalarına yorgun argın gittiğimiz o şarkıları şen şakrak hoplaya zıplaya söyledim.
Hele hele Çocuk Korosu videosu sonrası o bir adım atarak çocuk korosundan yetişenlerin bir adım öne gelişi yok mu. Hayatımda attığım en manidar adımlardan biri olabilir kendisi :) Ben marşı söylerken biraz duygulanabilirim demiş, uyarmıştım milleti ama ne bileyim o adımı atar atmaz insanların bu kadar heyecanlanıp coşkuya geleceklerini. Bu duygu konser boyu sürdü gitti. Konser sonrası 'Bir korist sahnede bu kadar ağlar mı ya?' dediler.
Azdı bile..
Konser çıkışı Şişli Kent'te bulunan 'her' insanın verdiği 'her türlü' tepki o kadar manidardı ki. Bunları gördükçe, duydukça 'iyi ki... iyi ki... iyi ki...' demekten alamıyorum kendimi. Bana bu heyecanlar değildi sadece Sayat Nova'nın yaşattığı.
Çekimlerde koronun geçmişini anlattıklarında o kadar çok şey gördüm, duydum ki. En az onlar kadar verici- paylaşımcı olabilirsem bu hayatta, çok şey kazanırım.
Çocuk korosunu anlatırken diyor ki; Çocuk korosundan yetişip, büyükler korosuna devam eden çok oldu. Çıkanlar da cemaatin diğer korolara gittiler. Olsun, ne fark eder?
Ben Sahakyan Korosunun 2013'teki konseri'nde kameramanken, aldığım zevk yüzünden kamera tuttuğum tempoyla aynı şekilde sallanıyordu (Pek verimli bir çekim olamamıştı tarafımdan). Hepsine konser çıkışı kendi koromdan bildiğim cümleyi, 'Dzaynernit Ansbar' (sesiniz sonsuz olsun) diye bağırdım bir coşkuyla. Onlar kadar mutlu olabilmiş, gurur duyabilmiştim...
İşte bana bir avuç insanın yaptığı harikalara gurur duymayı, haset etmemeyi Sayat Nova Korosu öğretmişti.
Ben buna ne kadar teşekkür etsem az...
''Biraz uzun anlattim ama anlatmak istedim... :))''
'O an çok mutluydum' demedim. 'Şu an çok mutluyum' dedim. Çünkü farkındaydım. O an yaşadığım şey sürekli yaşayabileceğim bir şey değildi. O duygunun ne olduğunu bilmiyorum ama içimde bir şeyler, birtakım duygular tavan yapmıştı.
O gün, 23 Mayıs 2014'tü. Sayat Nova Korosu'nun 42 yılını anlatan konserin günüydü. Yurtdışındaki o bohem hayatımdan döndüğümde bir anda bu meşhur gün için uğraşıp duranlar arasında buldum kendimi. O kadar yoğun geçti ki bu dönem, heyecanım sönmüş gibiydi. Bitse de gitsek diyordum.
Konser gecesi saat 2'de uyumuştum, 5 saate kalkmıştım. Gece boyu ruh halim kurgu masasında son dakika iş yapanların bileceği gibi kelimenin tam anlamıyla allak bullaktı. Sorun sırf zaman değildi. Konserde önemli bir yeri olan videoların sorumluluğunda olunca olabilecek her küçük hatayı üzerime alıyordum. Konser başladığında videoların bir türlü girememesinin suçunu kendimde sahnede aradığım gibi.
Konser iyi-kötü başladıktan sonra geçirdiğim o 2-3 saatte öyle duygular yaşadım ki şunu dedim kendime; yok dedim saat 2'de yatmalar günlerini vermek değil, daha da - daha da çok şey yapmalıydım bunar için. Bana bunu yaşatan şeye minnetimi daha çok şey yaparak göstermeliydim.
Seyircilerin verdiği her tepkide her saniyesini, her kelimesini bildiğim esprilere ben de gülebildim. Provalarına yorgun argın gittiğimiz o şarkıları şen şakrak hoplaya zıplaya söyledim.
Hele hele Çocuk Korosu videosu sonrası o bir adım atarak çocuk korosundan yetişenlerin bir adım öne gelişi yok mu. Hayatımda attığım en manidar adımlardan biri olabilir kendisi :) Ben marşı söylerken biraz duygulanabilirim demiş, uyarmıştım milleti ama ne bileyim o adımı atar atmaz insanların bu kadar heyecanlanıp coşkuya geleceklerini. Bu duygu konser boyu sürdü gitti. Konser sonrası 'Bir korist sahnede bu kadar ağlar mı ya?' dediler.
Azdı bile..
Konser çıkışı Şişli Kent'te bulunan 'her' insanın verdiği 'her türlü' tepki o kadar manidardı ki. Bunları gördükçe, duydukça 'iyi ki... iyi ki... iyi ki...' demekten alamıyorum kendimi. Bana bu heyecanlar değildi sadece Sayat Nova'nın yaşattığı.
Çekimlerde koronun geçmişini anlattıklarında o kadar çok şey gördüm, duydum ki. En az onlar kadar verici- paylaşımcı olabilirsem bu hayatta, çok şey kazanırım.
Çocuk korosunu anlatırken diyor ki; Çocuk korosundan yetişip, büyükler korosuna devam eden çok oldu. Çıkanlar da cemaatin diğer korolara gittiler. Olsun, ne fark eder?
Ben Sahakyan Korosunun 2013'teki konseri'nde kameramanken, aldığım zevk yüzünden kamera tuttuğum tempoyla aynı şekilde sallanıyordu (Pek verimli bir çekim olamamıştı tarafımdan). Hepsine konser çıkışı kendi koromdan bildiğim cümleyi, 'Dzaynernit Ansbar' (sesiniz sonsuz olsun) diye bağırdım bir coşkuyla. Onlar kadar mutlu olabilmiş, gurur duyabilmiştim...
İşte bana bir avuç insanın yaptığı harikalara gurur duymayı, haset etmemeyi Sayat Nova Korosu öğretmişti.
Ben buna ne kadar teşekkür etsem az...
''Biraz uzun anlattim ama anlatmak istedim... :))''
««ՁԱՅՆԵՐՆԻԴ ԱՆՍՊԱՐ»»
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder