15 Mart 2014 Cumartesi

Otomatik Portakal

   
    Eskiden yaparken zevk aldığım şeyleri, en azından mutlu olduğumu sandığım zamanları aklıma getirdiğimde, vücüdümün istemsiz bir tepkisiyle karşılaşıyorum bu aralar; Ürperme..

Soğuyup buz kesiyorum bir anda.
Belki onun kadar şiddetli değil ama bu bana direk Otomatik Portakal filmini hatırlatıyor.   Eskiden zevk alarak yaptığın bir şeyi hatırladığında bundan miden bulanması, bir anda taş kesip gözlerimin açılması.. Aynı filmdeki gibi. Tek farkı; isyan etmiyorum.  Sadece şaşırıyorum nasıl böyle olabilir diye? Bana kim ne dedi? ne yaptı da?

Fazla da kafa patlatmıyorum sanırım. Sadece tek derdim bana bunları yaşatacak anların, bir anda sokakta yürürken ya da otobüste giderken yani yalnızken aklıma gelmesini istemiyorum. Bu da gitgide içine kapandığım İstanbul sınırları içerisinde biraz imkansız görünüyor.

*** Bu yazıyı yazarken, bu filmden bahsederken, Moonlight'ı dinlemem bir hayli ilginç bir tesadüf. Filmi izleyenler bilir. Tabi oturup klasik müzik dinleyen biri maalesef olamadım. Sadece sanal klavyede bunu çalmaya çalışırken ( çalabildiğim tek parça İDİ) ''Kayane vazgeç, aç youtube'u düzgün dinle'' dediğim için fonda çalıyor. Sizde de çalsın ?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder